ÇAYIRLI; “VAATLERİMİZ YERİNE GETİREMEZSEK BİR DAHA KARŞINIZA ÇIKMAYACAĞIZ”

Yerel seçimlere sayılı günler kalırken adaylar, ilçe genelinde adeta mekik dokuyorlar. Gündüz ve akşam saha çalışmalarını iki ayrı programla yürüten adaylar, özellikle kararsız seçmenin oyunu alma peşinde. Tarihinde ilk kez 16 başkan adayının yarıştığı bir yerel seçime tanıklık eden Milaslı seçmene tüm adaylar gibi İYİ Parti Milas Belediye Başkan Adayı Mehmet Çayırlı da, seçmenden genel seçimle yerel seçim arasında farklılıkların olduğunu, partizanlık yapılmamasını, aday profiline, projelerine ve meclis listesine bakılarak oy verilmesi gerektiğine vurgu yapmaya devam ediyor. Başkan Adayı Çayırlı, seçmen sayısının yüksek olduğu mahallelerden biri olan Sakarkaya’da yine aynı konuya dikkat çekerken, toplantıya katılan İYİ Parti Milas İlçe Başkanı Gürsel İnce ve partinin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı-Muğla Milletvekili Metin Ergun, rakiplerine yönelik eleştiri dozunu artırarak sürdürdü.
“CEKETE OY VERME PSİKOLOJİSİNDEN MİLASI SEÇMEN KURTULMALI”
Partisinin belediye meclis üyelerini tanıtarak konuşmasına başlayan İYİ Parti Milas İlçe Başkanı Gürsel İnce; “Son 30 yılda Milas’ı yöneten zihniyet, seçmenin kendisine oy vereceğinden o kadar emin ki, yıllardır o koltuklarda oturup zaman geçirdiler. İsimler değişiyor ancak zihniyet aynı…
Geçtiğimiz günlerde İkiztaş Mahallesi’nde yaptığım konuşmadan CHP Adayı Sayın Fevzi Topuz rahatsız olmuş ki sosyal medya hesabından yapmadığını ileri sürdüğüm hizmetleri kendisinin yaptığını kısa bir video ile anlatarak bir anlamda bana cevap verdi. Bir kez daha söylüyorum; Sayın Topuz, sizden önceki belediye başkanının başlattığı ancak bitiremediği bazı projeleri siz tamamlamış olabilirsiniz. Kimi % 70, kimi % 90 oranında yapılmış işlerin son rötuşlarını siz yapmış ve hizmete sunmuş olabilirsiniz. Benim söylediğim hangi projeyi sıfırdan ele aldınız ve tamamlayarak hizmete sunduğunuzdur. Bize bunları anlatın.
13.5 yıl belediye başkanlığı yaptınız. Dişe dokunur hangi yatırım projesini Milaslıların hizmetine sundunuz? Bir vatandaş olarak bunu soruyorum. Siz ve son 15 yılda bu kenti yöneten Sayın Muhammet Tokat, vatandaşın sorunlarına çözüm odaklı yaklaşıp, proje üretebilselerdi bugün konuşulan sorunların birçoğu konuşulmayacaktı.
Ağızlarını açtıklarında 22 yıldır ülkeyi yöneten partiyi eleştiriyorlar ancak kendilerinin de onlardan bir farkı olmadığını görmezlikten geliyorlar.
Öbür taraftan 5 aday adayından birinin aday gösterilmesi beklenirken, hiç adaylık başvurusu olmayan biri Cumhur İttifakı’nın adayı olarak gösterildi. Sadece Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olan partilerin tabanlarına değil, Milaslılar için, hatta Sayın Rüştü Yiğitkaya için bile sürpriz bir atama oldu. Doğal olarak hiçbir hazırlığı olmaksızın sahaya çıkmak zorunda kaldı.
Uzun yıllar siyasetin içinde olmuş ancak bugüne kadar bir kez bile seçim kazanıp yetkiyi eline alamamış. Aday olarak çok denenmiş ancak seçimlerde ipi göğüsleyememiş. Şimdi ne değişti de bir kez daha aday oldu? Geçmişte aday gösterilmeyince bağımsız olarak aday olup, bugün adayı olduğu partiye hem seçim kaybettirip, hem de tarihinin en düşük oyunu almasına vesile olmadı mı? Anlaşılan o ki, iktidar partisinin Milas’ı kazanmak gibi bir derdi yok. Olsaydı kazanabilecek, iddialı bir adayı çıkarırdı. Ancak bizim kazanmak gibi bir derdimiz var. Bizim Milas’a hizmet etmek gibi bir derdimiz var. Bizim, Milaslıları yeni nesil belediyecilik anlayışıyla buluşturmak gibi bir derdimiz var.
Bunları düşünerek Milaslı seçmenin karşısına, siyasi yaşamında, özel hayatında veya ticari hayatında en küçük bir leke ya da şaibe olmayan, liyakat sahibi bir adayı çıkardık. Sayın Mehmet Çayırlı ve birlikte çalışmak için yola çıkan meclis üyesi arkadaşlarının hepsi son derece dürüst, geçmişinde leke olmayan üstelik mesleki açıdan kariyer sahibi yani liyakatli isimler. Bu görüldüğü için rakiplerimiz bizi yakın takibe aldı. Söylediklerimizden rahatsızlık duyuyorlar. Çünkü biz diyoruz ki artık ‘Ceketimizi aday göstersek kazanırız’ anlayışı ortadan kalktı. Seçmen uyandı! Boş vaatlere, tutulmayacak sözlere kanarak oy verme dönemi sona erdi. Milas gibi batının en ucundaki seçmene de böyle bir anlayış yakışır. İnanıyoruz ki 31 Mart’ta Milaslı seçmen sandıkta gereğini yapacaktır” diyerek başkan ve meclis üyesi adaylarına destek istedi.
“BUNLAR MUĞLA’YI TANIMIYOR. BİRİ İTHAL, DİĞERİ BODRUM’DAN ÇIKMAMIŞ”
İYİ Parti Gürsel İnce gibi, partinin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Metin Ergun da, konuşmasının büyük bir bölümünü rakiplerine yönelik eleştiriye ayırdı. Ergun, Cumhur İttifakı’nın adayı Aydın Aydın’ın ithal olduğunu, 5 yıldır Bodrum Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Aras’ın ise sadece Bodrum’u yönetmeye çalıştığına dikkat çekerek; “Sayın Ahmet Aras 5 yılda ne Bodrum’un su problemini çözebildi, ne yaz aylarındaki trafik keşmekeşliğini, ne de kış aylarında yağan yağmur sonrası meydana gelen sel baskınlarını önleyecek tedbirleri alabildi.
Diğer adayın Muğla ilişkisi sadece Bodrum’daki yazlığı… Muğla’nın hiçbir ilçesini, mahallesini, beldesini tanımıyor. Emin olun navigasyon olmadan gideceği yeri bulamaz, kaybolur.
İkisinin de imar sorunu başta olmak üzere Muğla’nın hiçbir kronikleşmiş sorunundan haberleri yok. Çünkü ikisi de Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı hiç düşünmemiş, dolayısıyla aday olmamışlar. Deyim yerindeyse tombaladan çıktılar. Çevresindekilerin sayesinde profesyonel birilerine proje çizdirmişler, şimdi vatandaşa bu projeleri anlatıyorlar.
Oysa ben 25 yıldır Muğla’yı karış karış gezdim. Hangi mahallesinde, hangi ilçesinde hangi sorunlar var, Muğlalı ne istiyor biliyorum. Turgutreis’inden Seydikemer’ine, dağını, ovasını bilen biriyim.
Milyon liralık bütçelere karşı bizler; bilgi birikimimizle, tecrübemizle, liyakatimizle yarışıyoruz. Avrupalı birçok belediyeyi yakından inceledim. Oradaki yerel yönetim anlayışının, vatandaşa hizmetin nasıl ulaştırıldığını yakından inceledim. Onlarca yazılı araştırmayı okudum. Avrupalı, yerel yönetimin son basamağına gelmiş, artık yol, su veya buna benzer sorunlarla uğraşmıyor. Artık yönettikleri şehirlerde vatandaşı ekonomik yönden, sosyal yönden nasıl geliştireceklerini düşünüyor, bu doğrultuda proje üretiyorlar. Oysa biz daha yerel yönetimin ilk basamağı olan imar planını Muğla’da çıkaramamışız. İmar planı olmayınca şehirde yapılaşma olmaz. İmar planı olmayınca yeni iş alanları ortaya çıkmaz. Kırsaldan şehre göçü önleyemezsiniz. Tarımsal faaliyetlere yeteri kadar destek veremezseniz, çiftçiyi hayvan üreticisini küstürür, yaz aylarında sezonluk otellerde çalışmaya mecbur bırakırsınız.
İYİ Parti’nin adayları olarak savunduğumuz ‘Yeni Nesil Belediyecilik’ işte bu anlattığım sorunları ortadan kaldıracak, üreten, kazanan-kazandıran belediyecilik anlayışıdır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları, sıkıntıları ancak üreterek atlatabiliriz. Bu nedenle sizlere çağrıda bulunuyoruz. Gelin sadece bir defalık bizlere yetki verin. Muğla ve tüm ilçelerinde sizler için neler yapabileceğimizi görün” diyerek seçmenden oy istedi.
“DENENMİŞLERİ YENİDEN DENEMEYE MECBUR DEĞİLSİNİZ”
5 yıldır belediye meclis üyeliği ve bir yılda belediye başkan yardımcılığı yaptığını; 20 yıllık siyasi yaşamında MHP Milas İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği, İlçe Başkanlığı’nın ardından İYİ Parti Milas Kurucu İlçe Başkanlığı görevlerinde bulunduğunu belirten İYİ Parti Milas Belediye Başkan Adayı Mehmet Çayırlı ise, her seçim döneminde Milas siyasetinde aynı isimlerin dönüp dolaştığına dikkat çekerek; “Aslında bu durum, Milas’ın siyasette geldiği noktanın da bir göstergesidir. Yıllardır hep aynı isimler konuşuldu, aday gösterildi, bazen de seçildiler. Demek ki Milas, siyasette yeni isimleri ortaya çıkaramamış veya mevcut isimler tarafından çıkmaları engellenmiş. İşte tam da bugün olduğu gibi…
Her genel seçimde veya yerel seçimde bu isimler konuşuldu, aday oldular. 31 Mart’ta yapılacak seçimlerde de durum değişmedi. Son 25 yılda karşımıza hep aynı isimler çıktı. Ancak bu defa seçmen, bunları seçmeye mecbur değil.
“31 MART, SİYASETİ AMAÇ GÖRENLERLE, ARAÇ GÖRENLERİN SEÇİMİDİR”
Birileri siyaseti amaç olarak, hatta meslek olarak görürken, biz siyaseti vatandaşa hizmet etme aracı olarak görüyoruz. Aramızdaki en büyük fark da budur. Bizim derdimiz Milas, Milas’ta yaşayan insanlar. Oysa onların derdi kurdukları düzenin bozulmaması. Onların düşüncelerinde Milas’ın sorunları çözmek, vatandaşın rahat yaşaması falan yok. Olsaydı 30 yıldır birileri genelde, birileri de yerelde iktidarlardı. Bugüne kadar bir şekilde sorunların çözümüne dönük adımlar atılırdı.
Dünya değişti, teknoloji gelişti, modern ülkelerde vatandaşlık kavramı farklı bir seviye geldi ancak bugün halen 40 yıl öncesinde yapılan siyaset modeli ile seçmenin karşısına çıkan adaylar var. Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılında vizyonu olmayan, dini değerlerle, ayrıştıran bir dille, çamur atma siyasetiyle oy devrişmeye çalışan bir anlayışa ‘dur’ denilecek bir seçime sayılı günler kaldı. Konuşacak bir şey olmayanlar, ‘cek-cak’ diyerek tüm vaatlerini 1 Nisan’dan sonraya atıyorlar. Kimileri, bakanlıkların bile yapacağı, hükümetin bile veremediği vaatleri, seçilmeleri halinde 1 Nisan sabahından itibaren vereceğini söylüyor. Duyduklarımız, gördüklerimiz karşısında bazen şaşırıp kalıyoruz. Acaba 31 Mart’taki seçimler genel mi, yerel mi diye düşünmeden edemiyoruz.
Biz sizlere tutamayacağımız sözü, yerine getiremeyeceğimiz vaatleri söylemiyoruz. Biz size; dürüstlüğü, şeffaflığı, hesap verebilirliği vaat ediyoruz. Yetki vermeniz halinde önümüzdeki 5 yılda neyi, nasıl yapacağımızı kaynağıyla birlikte proje olarak sunuyoruz. Yapamazsak inanın 5 yıl sonra karşınıza çıkmayacağız” diyerek, kendisine ve meclis üyesi arkadaşlarına 5 yıl için bir defaya mahsus oy istedi.