Milas Halk Eğitim Merkezi’nde, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sergenden Sezer tarafından, Milas’ta görev yapan öğretmenlere ‘Bağımlılık ve ihmal istismar ilişkisi’ konulu bir seminer verildi.
Seminerin başında kısa bir konuşma yapan Milas İlçe Milli Eğitim Müdürü İsa Bal, Doç. Dr. Sezer’e ve seminere katılan öğretmenlere hoş geldiniz deyip teşekkür ederek konunun çok hassas olduğunu, özellikle öğretmenlerin öğrencileriyle daha yakından ilgilenmeleri gerektiğini söyledi. Aynı zamanda okul- aile ve öğretmen üçgeninde iyi bir diyalogun önemine vurgu yaptı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sergenden Sezer ise öncelikle yapılan davet için teşekkür ederek bu tür davetlerin, önemli ve mutluluk verici olduğunu söyleyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti: “ Çünkü biz çözümün nerede olduğunu biliyoruz. Sizler gibi çözüme katkı sağlayabilecek, direkt sorunun göbeğinde olan insanlarla çalışma fırsatı bulmak gerçekten paha biçilemez bir şey. Burada şu an iki kişiyiz benim bir öğrencim benimle birlikte. Özellikle ‘Bağımlılık ve ihmal istismar ilişkisi’ üzerine konuşmak istedim. Çünkü ikisi de birbiriyle çok bağlantılı, birbirini tetikleyen, etkileyen durumlar. Bugün tam da buna uyacak bir örnek olacağı için öğrencimle geldim. Deneyimlerini bizimle paylaşacak, bu konuda herhangi bir zorlamada bulunmadım. Kendisine yaşam deneyimleri ile ilgili bir şeyler sormak istemiştim, o da kendisi ‘hocam isterseniz ben de gelirim orada konuşurum’ dedi. Kendisine bu cesareti gösterdiği için teşekkür ederim. Konu çok hassas ve önemli, hepimiz bunu biliyoruz. Ben iki konuda; ne ideoloji tanırım, ne siyaset tanırım, ne felsefe tanırım, ne de başka bir şey tanırım. Biri çevre, hepimizi ilgilendirir, hepimizi kapsar, hepimiz aynı havayı, suyu kullanırız, o yüzden tema vakfının il temsilcisiyim. Diğeri ise çocuk; çocuğunda siyaseti olmaz, ideolojisi olmaz, rengi, dili, cinsiyeti olmaz. Çocuk çocuktur, bu konuda hepimiz yapacak bir şeyler bulabiliriz ve buluruz. Bir toplumun geleceğini teşkil eden bu bireyler son derece hassas, son derece özen gösterilmesi gereken varlıklar ve hepimiz için görev, sorumluluk mutlaka var. Öncelikle toplumsal olarak sıkıntılı bir bakış açımız var, bu geçmişten kültürümüzden gelen bir bakış açısı; çocuğu her zaman sahiplik üzerinden ifade ediyoruz. Yani anne babanın sahibi olduğu bir varlık, bir eşya, nesne gibi değerlendiriyoruz. Söylemlerimize de bu yansıyor. Yasalar da bizim çocuğumuz üzerinde hak sahibi olduğumuzu göstermiyor, söylemiyor. Çocuklarımıza karşı görev ve sorumluklarımız var. Konuyu çok uzatmadan asıl konumuza girmek istiyorum. Genelde ihmal istismar ve bağımlılık ayrı ayrı değerlendirilir. İncelediğim intihar vakalarında genelde bu iki olguyla karşılaştım. Bu iki olgu için daha en başta birbirini doğuran olgular demiştim. İntihar olmadan diğer incelediğim durumlarda ihmal ve istismarın, bağımlılığı olan çocuklarda normal çocuklara göre %60’lara %70’lere varan oranda fazla olduğunu gördüm. Öte yandan ihmal ve istismara uğrayanların gerekli rehabilitasyon sürecinden geçmediklerinde kendilerine çözüm olarak madde bağımlılığına yöneldiklerini görüyorum. Şimdi bu noktada öğrencim bu deneyimlerini paylaşacak.” Eski bir madde bağımlısı olan 19 yaşındaki genç kız ise geçmişte yaşamış olduğu süreçten bahsederken; “Çok fazla arkadaşım da yoktu. Yalnızlık bir anlamda beni böyle bir yola itti. Sonrasında bir arkadaşımla birlikte uyuşturucuya başladım. Yaşadığım olaylar sonucu kendimle yüzleşmekten korkuyordum, uyuşturucu kullanınca kendimle yüzleşmekten kaçıyordum. Bu süreçte ailem de bana çok fazla destek olmadı” diyerek yaşadığı o kötü günlerin detaylarını anlattı. Genç kız sonrasında tedavi gördüğünü ve yaklaşık 8 aydır uyuşturucu madde kullanmadığını söyledi. Seminerin son bölümünde ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Dr. Sergenden Sezer, sosyal medya ve televizyonun da bu konuda çok önemli bir etken olduğunu, yayınlarında daha dikkatli ve uyarıcı bir çizgide olmaları gerektiğine vurgu yaptı.
Yorum Yazın