Bensu Narlı’yı av tüfeği ile öldüren sanık müebbet hapis cezasına çarptırılırken, sanığa yardım ettiği iddia edilen arkadaşına ise 11 yıl hapis cezası verildi.
Milas’ta 23 yaşındaki Bensu Narlı’nın av tüfeği ile vurularak öldürülmesi ile ilgili karar duruşması Bodrum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kantaş ve Kantaş'a yardım ettiği iddia edilen Emircan D. duruşmaya SEGBİS yöntemi ile katıldı. Duruşmaya, Bensu Narlı’nın ailesi, taraf avukatları, siyasi partilerin kadın kolları üyeleri, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği üyeleri katıldı.
Mahkeme heyeti katil zanlısı Serkan Kantaş’a kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası verdi. Emircan D.’ye ise 11 yıl hapis cezası verilirken bu cezada indirim hükümlerinin uygulanacağı kaydedildi.
BU KARARI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Duruşma sonrası açıklama yapan Narlı Ailesi’nin avukatı Müge Kızılırmak Türk “Bugün Bensu Narlı dosyasının karar celsesinden çıktık. Ne yazık ki bugüne kadar devam eden cinsiyetçi yargılama bugünde kararda kendisini gösterdi. Bu beyanlarımızı duruşmada dile getirmemize rağmen, duruşma zaptına geçmesini istememize rağmen hiçbir zaptımız duruşma beyanına geçirilmedi. Tasarlama çok net olmasına rağmen bugün tasarlayarak değil sadece kasten öldürmeden TCK 81/1 hükmünden cezalandırma yapıldı. Şu an için istinaf yolumuz var. İstinafa başvuracağız. Doğrudan bir karar bekliyoruz. Bu kararı kabul etmek kesinlikle mümkün değil. Dosyadaki somut delillerle her hukukçunun yapabileceği değerlendirme bugün bir heyet tarafından ne yazık ki yapılmadı. Ama bekliyoruz. Duruşmanın ne kadar gayri ciddi ve cinsiyetçi yürütüldüğünün daha iyi anlaşılması için bu bilgiyi de paylaşmakta fayda görüyorum, mütalaa geçtiğimiz celse savcı tarafından cebinden çıkarttığı bir kâğıttan okundu ve belli ki bu kâğıt yazıldığında dosyadaki deliller henüz toplanmamıştı. Geçtiğimiz celse dinlenmesi gereken dosya için önem arz eden tanıkların beyanları alınmadan ve bunlar değerlendirilmeden mütalaa hazırlandı. Buda aslında dosyadaki somut delillerin ve biz taraf vekillerinin dosyaya yapacağız katkı, ortaya koyacağı çelişkiler göz ardı edilerek en baştan önemsiz azledilerek hazırlanmış bir mütalaadır. Bugünde duruşma, adeta bizi susturmak istercesine, savcının mütalaasını değiştirmediği şeklinde bir uyarı ile başladı. Biz tabi ki buna rağmen, bütün savunmalarımızı, bütün beyanlarımızı dile getirdik. Bunları duruşma zaptına geçirmek istediğimizde mahkeme tarafından yerimize oturtulmak ile sadece uyarıldık. Hiçbir beyanımız yazılmadı, hiçbir sözümüz orada zapta geçirilmedi. Karşı taraf vekilinin bize yönelik kişisel haklarımızı zedeleyecek beyanlarını da ne yazık ki zapta geçirmeyi sayın başkan reddetti. Bu yüzden büyük bir açıklıkla bu yargılamanın gayri ciddi ve cinsiyetçi olduğunu söyleyebiliriz” İfadelerini kullandı.
CİNSİYETÇİ YARGILAMA HAK İHLALİDİR, KIZGIN VE ÖFKELİYİZ
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği avukatlarından ve katılan vekili yetkisiyle duruşmada yer alan Avukat Evrim İnan ise “Bugün yine bir cinsiyetçi yargılama sonucu buradayız. Davanın kamuoyuna taşınmış olması sanık vekili tarafından ağır şekilde bizlere yönelikte doğruyu yansıtmayacak şekilde beyanlarla birlikte eleştirildi duruşma salonunda. Sanığın kişilik haklarının ağır şekilde ihlal edildiğine dair beyanda bulunuldu. Oysa burada, hak ihlalinden bahsedilecek olunur ise cinsiyetçi bir yargılama da hak ihlalidir, bir kadının istemediği bir ilişki nedeniyle veya istemediği bir durum nedeniyle hayır dediği için, itiraz ettiği için öldürülmesi daha büyük bir hak ihlalidir. Bugün heyetin tasarlayarak eylemde bulunan sanıklar hakkında, tasarlama ile ilgili bir unsurları, öyle bir kanaate varamadık demeleri de büyük bir hak ihlalidir. Burada iki sanığın aslında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması gerekirken ödül niteliğinde bir ceza ile çıkması çok büyük, daha büyük bir hak ihlalidir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı çok büyük hak ihlalidir. Bütün kadınlara aslında kendilerine daha iyi korumalarına yönelikte bir uyarı niteliğindedir. Çünkü eline tüfeği alıp kadınları doğrudan vurmak çokta aslında büyük bir suç olmadığına kanaat getirilmiştir bugün mahkeme tarafından. Bugün herhangi bir cinsiyetçi söylem ile bir kadının vurulmasının meşru olduğunu deklare etmiş oldu mahkeme heyeti. Son derece kızgın ve öfkeliyiz. Ama mücadelemiz burada son bulmayacak. Biz sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Hak yerini bulana kadar, gerçek adalet sağlanana kadar buradayız ve mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.
Duruşmadan çıkan karar sonucunda, Bensu’nun babası Servet Narlı ve akrabaları tepkilerini üzülerek ve sessiz kalarak gösterdi.
OLAY NASIL OLMUŞTU…
Olay, geçen 12 Mart günü Milas’ın Aydınlıkevler Mahallesi Tanyeri Sokak’ta meydana geldi. Akşam saatlerinde 23 yaşındaki Bensu Narlı’nın bulunduğu eve giderek kapıyı çalan 25 yaşındaki Serhat Kantaş, biri süre Bensu ile konuştu. Kısa süre sonra Bensu’dan su isteyen Serhat Kantaş, Bensu su almaya gidince yanında getirdiği ve kapının yan tarafına sakladığı tüfeği çıkardı. Kantaş, Bensu'yu geri döndüğünde tüfekle göğsünden vurdu. Evde bulunan Narlı'nın arkadaşı silah sesini duyunca kapının olduğu yere koştu. Arkadaşını kanlar içinde yerde görünce sağlık ekiplerinden yardım istedi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Bensu’nun hayatını kaybettiğini belirledi.
Olayın ardından kayıplara karışan katil zanlısı Serhat Kantaş ile Kantaş’a yardım ve yataklık ettiği iddia edilen Emircan D. adlı şahıs yakalanarak gözaltına alındı. 2 şüpheli, sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Bensu Narlı ise Milas’ın Güllük Mahallesi’nde toprağa verildi.
Yorum Yazın