İYİ PARTİ'DEN SEÇİME DAİR TEŞEKKÜR ve DEĞERLENDİRME TOPLANTISI..

192o’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve ardından 1923 yılında ilan edilen cumhuriyetle birlikte ülkemizin ne şekilde yönetileceği de kararlaştırılmış ve 24 Haziran 2018 tarihine kadar parlamenter sistemle ülkemiz ve milletimiz yönetilmiştir. Kimi zaman askeri darbelerle kesilen demokrasimiz yeniden tesis edilmiş, şahsen ben katılmıyorum ama kimilerine göre henüz içimize sindiremediğimiz ileri sürülen demokrasiye olan bağlılığımız bizleri bugünlere getirdi. 25 Haziran’dan itibaren ülkemiz yeni bir sistemle tanıştı. Artık başkanlık sistemi denilen ancak hiçbir ülkede örneği olmayan bir sistemle yönetilecek, cumhurbaşkanı seçilen kişinin iki dudağı arasından çıkacak her sözün kanun olacağı, yargı-yasama ve yürütme gibi son derece önemli olan ve birbirinden bağımsız olması gereken bu üç erk, tam anlamıyla bir tek kişiye bağlanacak. Seçilen cumhurbaşkanının istemediği hiçbir şey olmayacak, bakanlar kurulu meclisin dışından seçilecek, oluşan bakanlar kurulu meclise değil, kendisini seçen başkana hesap verecek. Ve daha pek çok örneği aktarabileceğimiz bize göre yanlış ancak birilerine göre yenilik olarak adlandırılan bir sistemle karşı karşıyayız. Sayın Cumhurbaşkanımız, seçim çalışmaları sırasında İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in adını ağzına dahi almayarak, adeta yok saydı. Bütün yazılı ve görsel medya genel başkanımızın çalışmalarına gerektiği kadar yer vermedi. Karşısında sadece Sayın Muharrem İnce adaymış gibi davrandı. Bunu adeta bir ülke politikası gibi sergiledi. Sayın Cumhurbaşkanı bir proje gibi uyguladığı bu politikada da başarılı oldu. Elbette kararı Yüce Milletimiz vermiştir ve inandığımız demokrasi gereği sandıktan çıkan sonuca saygı gösteriyoruz. Ancak milletimize de doğru bildiklerimizi anlatmaya devam edeceğiz. Gelelim 24 Haziran seçimlerinin partimiz açısından nasıl sonuçlandığına… Bildiğiniz gibi İYİ Parti 8 ay önce Türkiye'ye huzur getirmek, gerginliği azaltmak, devletle insan arasında oluşan uçurumu gidermek ve ülkeye nefes aldırmak için yola çıkan bir partidir. Partimizi kuran Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener ve diğer kurucu üyelerimiz, Türkiye'nin demokrasi, hukuk, ekonomi, dış politika, eğitim, güvenlik gibi pek çok konuda derin bir kriz içerisinde olduğunu düşünerek yola çıktılar. Üretim toplumu olması gerekirken tüketim odaklı bir topluma dönüştüğümüze, bunun ülkeyi getirdiği noktayı, milletimizin yoksullaşmasını, toplumsal çürümenin boyutlarını görerek yeni bir bakış açısıyla tüm bu meselelerin çözülebileceğine inanarak, kurdukları bu partiye bizler de gönül verdik, inandık ve saflarında yer aldık. Bugün de aynı inancı taşımaktayız. Milletimizin büyük çoğunluğunun, bu inanç ve düşüncemizde haklılığımızın farkında olduğunu da biliyoruz. Ben ve dava arkadaşlarım, 'büyük millet, güçlü devlet' şiarının ışığıyla, hareket etmeye devam edeceğiz. İktidar tarafından tüm araçlar kullanılarak, sayısız engeller, tehditler ve iftiralarla karşılaşan genel Başkanımız, bir adım bile geriye çekilmedi. Kuruluşumuzun daha yedinci ayında siyasetin ikili yapısı arasına sıkışmış ve bunun sonucu olarak da milleti umutsuz bırakılmış, Türkiye'nin siyasal iklimini değiştirdiğimize inanıyoruz. Çok adaylı Cumhurbaşkanlığı seçiminin önünü açarak, demokrasimize nefes aldırdığımızı düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte siyasete ve millete verdiğimiz sözleri yerine getirmeye devam etme konusunda bugün daha güçlüyüz. Çünkü artık, TBMM'nde milletvekillerimiz var. Grubumuzla birlikte, daha görünür, daha etkili bir mücadele vermekte kararlıyız. İYİ Parti Türk siyasetinin uzun zamandır hissettiği merkez parti eksikliğini, hem de girdiği ilk seçimde gidermiştir. Milletimiz bundan böyle, ikili yapıya mahkûm kalmak zorunda olmadıklarını görecekler, doğru adresin, kendilerini o tarafa ve bu tarafa çekiştirmeyen, herkesi kucaklayan, ayrıştırmayan birleştiren bir İYİ Parti olduğunu göreceklerdir. Tüm teşkilatımızla birlikte, bizlere düşen de İYİ Parti'nin çözümcü, kapsayıcı, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak vizyona sahip güvenilir bir yapı olduğunu göstermektir. İlçemiz açısından baktığımızda ise bir yandan baskın bir seçim, üstelik Ramazan ayı ve süre açısından son derece kısa bir zamana sıkıştırılmış seçim çalışmaları her şey bizim aleyhimizeydi. Çünkü partimiz yeni kurulmuş, seçmene kısa sürede ulaşma çabalarımız yetersiz kalmıştı. Buna rağmen tüm yönetim kurulumuz, bize inanan ve güvenen dava arkadaşlarımız büyük bir özveri, gayret ve insanüstü bir azimle her seçmene ulaşmaya çalıştık. Aldığımız sonuç kimilerine göre başarısız görülebilir ancak saydığım olumsuzluklar göz önünde tutulduğunda alınan yüzde 17’lik oy oranı hiçte küçümsenecek bir sonuç değildir. Unutulmasın ki karşımızda cumhuriyetimizle yaşıt bir CHP, 16 yıldır tek başına iktidarda olan AKP, 50 yıldır siyasi hayatımızdaki bir MHP vardı. Tüm avantajlar onlardan yana iken girdiğimiz ilk seçimde Muğla’da bir milletvekili çıkarmak bile bizler için büyük başarıdır. Elbette ilçemizde alınan sonuçlar kesinleştikten sonra daha net ve sağlıklı bir değerlendireme yapacağız. Hangi mahalleden ne kadar oy aldık, oy alamadığımız sandıklar neresi, eksiklerimiz ne diye çok daha ayrıntılı bir değerlendirme yapacağız. Çünkü 24 Haziran’ı geride bıraktık, 25 Haziran’dan itibaren normal seçim tarihi 9 ay sonra olan bir yerel seçim var ve biz ara vermeden 2019’da yapılacak yerel seçimlere hazırlanıyoruz. Eğer o seçim de erkene alınmazsa, bu dokuz aylık süreçte çok daha rahat bir çalışma süreci geçirecek, tüm seçmene ulaşacak ve partimizi, vizyonumuzu, misyonumuzu anlatma fırsatı bulacağız.