Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD), Milas’ın Sakarkaya ile Söke’nin Çavdar mahalleleri arasında bulunan Latmos Dağları’nın doğal zenginliğini katledecek madenlerle ilgili bir açıklama yayınladı.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(EKODOSD), bakir doğası ile ziyaretçilerini ferahlatan Latmos Dağları’nın maden işletmeleri tehdidi nedeniyle bir açıklama yayınladı. Milas’ın Sakarkaya ile Söke’nin Çavdar mahalleleri arasındaki doğa zengini Latmos Dağları’nın maden işletmeleri riski ile yok olacağını ifade eden EKODOSD, açıklamasında, “Aydın Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün duyurusunda; Latmos (Beşparmak) Dağları’nda Sakarkaya ve Çavdar bölgelerinde açılması düşünülen maden ocakları projesi ile ilgili İDK Toplantısının 4 Ocak 2019 tarihinde yapılacağı açıklandı. Raporda ilginç detaylar bulunmaktadır.” dedi.
Halkın katılımının gerçekleştiği toplantılarda olumsuz herhangi bir görüş beyan edilmediğini ifade eden EKODOSD, “Proje kapsamında toz oluşumunun meydana geleceği her aşama için önlem alınması istendiği belirtilmektedir. Halbuki hem Sakarkaya’da ki hem de Çavdar’da yapılan toplantılarda, gerek yöre insanları gerekse sivil toplum kuruluşlarının hepsi olumsuz görüşlerini beyan etmişler ve maden ocaklarının başta insan sağlığı olmak üzere, doğaya, çevreye, tarihe, yaban hayatına vereceği zararları belirterek, bu bölgelerde maden ocaklarının açılmasını istemediklerini söylemişlerdi. Raporda diğer kurumlar maden ocakları için olumlu görüş verseler de, olumsuz veren iki kurumun görüşleri çok önemlidir. İlki, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görüşü; Planlanan sahaların, Beşparmak Dağları Milli Parkı teklif sahası içerisinde kaldığından Genel Müdürlükçe uygun bulunmadığı ifade edilmektedir. Daha önce de bölgenin Milli Park çalışmalarının devam ettiği, Orman ve Su İşleri Bakanının Aydın tanıtım kitapçığında yer almıştı.” ifadelerini kullandı.
EKODOSD tarafından yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“İkinci detay, Aydın Büyükşehir Belediyesi olarak; Bölgenin tanıtımına katkı sağlayan her türlü tanıtıcı haber, belgesel ve benzeri görüntülerde madencilik faaliyetlerinden dolayı yörenin doğa ve çevre turizmi adına değerini azaltıcı etkilerinin oluşması, yöre halkının geçim kaynağı olabilmesi için çevre ve doğa turizmi alanında uygulamaya konulan kırsal kalkınma odaklı projelere doğuracağı olumsuz etkiler nedeniyle projenin uygun görülmediği belirtilmektedir.
Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun yaptığı çalışmalarla birlikte, Latmos’un korunması yönünde iki kurumun görüşleri çok önemlidir.
Mevcut ruhsat alanları olan Sakarkaya ve Çavdar bölgesi, Latmos Dağları’nda doğal ve kültürel kaynak değerlerinin en zengin olduğu yerlerdir. Yöre halkının en önemli geçim kaynakları olan fıstık çamlarının, arıcılığın, hayvancılığın en yaygın yapıldığı ve yaban hayatının en zengin olduğu bölgedir.
Tarih Öncesi Kaya Resimlerinin yoğun olarak bulunduğu Sakarkaya bölgesi, Antik dönem buluntularının ve Bizans Dönemi’nin en güzel örneklerinin olduğu Bağarcık ve Çavdar bölgelerinde maden ocaklarının açılması bu kültürel varlıkların yok olması demektir.
Buradaki doğal ve kültürel zenginlikler bir planlama yapılarak tüm dünyaya tanıtılmalıdır. Bu değerler ülke turizmine önemli katkısı olacak ve sürdürülebilir bir şekilde gelecek nesillerinde çok kazanımlar elde edeceği zenginliklerimizdir.
Buralara ruhsat verenler, ortalama tonu 45 TL. ye verilen (Feldspat Ocak Başı Satış Fiyatı = 35 TL/Ton Kuvars Ocak Başı Satış Fiyatı = 82 TL/Ton Kuvarsit Ocak Başı Satış Fiyatı = 23 TL/Ton) madenlerden başka, paha biçilemeyen doğal ve kültürel zenginliklerin olduğunu da görmelidir.
Antik adı Latmos olan Beşparmak Dağları’nın biryandan UNESCO’ya alınması için çalışmalar sürdürülürken, bir yandan da dağın bütün doğal peyzajını ve zenginliklerini yok edecek maden ocaklarına açma girişimleri devam etmektedir.
Türkiye olarak imza attığımız Avrupa Peyzaj Sözleşmesi kapsamında, Latmos Dağları’nın doğal ve kültürel peyzaj değerlerinin korunması esas alınmalıdır. Üniversiteler önümüzdeki aylarda Ege’nin Peyzaj Atlası’nın çıkarılmasına yönelik bir çalışma yapacaklardır. Bu atlas çıkarılıncaya kadar burada yeni ocakların açılmasına izin verilmemelidir. Latmos’un da içinde bulunduğu Aşağı Büyük Menderes Havzası ekolojik ve kültürel açıdan çok hassas bir bölgedir. 25 – 28 Nisan 2019 tarihlerinde Kuşadası’nda yapılacak Türkiye Peyzaj Mimarları Akademik Topluluğu Toplantısında, bu hassas bölgenin geleceğiyle ilgili önemli raporların çıkmasını bekliyoruz.
Beşparmak Dağları öncelikli olarak yerel halkın çam fıstığı kozalaklarını, zeytinini toplayabileceği, hayvanlarını otlatabileceği, arı kovanlarını koyup ballarını üretebileceği doğal bir alan olup, hem yöre insanlarına hem Aydın turizmine önemli katkısı olacak ekoturizm faaliyetlerine bırakılmalıdır.
Bu dağlardan çıkan maden her yerde vardır, ancak antik yazıtlarda kutsal kabul edilen böylesine bir dağ, bırakın Türkiye’yi dünyanın başka hiçbir yerinde yoktur. Latmos Dağları’nda şu ana kadar tespit edilebilen, insanlık yaşamı 8000 yıldır sürüyor. Bu yaşam kesilmemeli ve bu kültür devam etmelidir. Hiçbir kazı çalışması yapılmadan bile Tarih Öncesi, Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin insanlık izlerinin görülebileceği yegane yerdir buraları.
Daha nice bilim insanları bu bakir doğada araştırmalarını belki de onlarca yıl sürdürmesi gerekecek. Belki de bu araştırmalardan Göbeklitepe’de olduğu gibi dünya tarihini değiştirebilecek buluntular çıkacaktır. Jeologlar tarafından 500 milyon yıl olduğu söylenen bu kayaların içinden, belki de bir gün milyonlarca yıl önce yaşamış hayvanların fosilleri çıkacaktır. Tüm bu zenginlikleri bir anda bembeyaz bir toz haline getirmeye kimsenin hakkı olmamalıdır.
Latmos Dağları bizlere kadar ulaşan doğal ve kültürel mirasımızdır. Bu mirasın korunması için herkesin sorumlu ve duyarlı olması gerekir. Korunduğu takdirde doğal ve kültürel zenginlikler sürdürülebilir bir şekilde gelecek nesillere de ulaşacak, yöre insanları ve ülkemiz kazanacaktır. Aksi halde Latmos Dağları köstebek çukurlarıyla dolu, bembeyaz bir çöle dönüşecektir.
Latmos Dağları’na büyük hayranlık duyan, bu dağlarda araştırma yapmak yeni buluntular keşfetmek için arkeolog olmak isteyen, her geldiğinde gördüğü maden tahribatlarını gözyaşlarıyla izleyen Latmos’un küçük gezgini 15 yaşındaki Yascha Can “Latmos’u korumak insanlık borcudur” diyerek, büyüklerine bir duyarlılık mesajı veriyor.
Herkesin en büyük isteği; Latmos Dağları’nın yollarında tozu dumana katan maden kamyonları değil, turistleri taşıyan tur otobüsleri dolaşmalı.”
Yorum Yazın