Milas’a bağlı Kemikler mahallesinde yapılmak istenen baraj için “ÇED olumlu” kararı verildi. MUÇEP Milas Meclisi’nden Mehmet Polat, barajla sulanmak istenen alanın geçmişte kurutulan bir alan olduğunu belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Devlet Su İşleri’nin (DSİ) Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kemikler ve Yakaköy kırsal mahallelerinde kurmak istediği Kemikler (Gökçeler) Barajı ve Sulama Projesi için 18 Aralık 2023’te “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verdi. Gökçeler bölgesinde kurulmak istenen bu baraj ile sular taşınarak Ekinanbarı Ovası’nın sulanması amaçlanıyor. ÇED dosyasına göre, Koca Dere üzerinde inşa edilmesi planlanan Kemikler (Gökçeler) Barajı’na, Yardibi ve Kanlıgöl dereleri üzerine kurulan regülatörlerle su taşınacak ve baraj böyle doldurulacak.
Fakat bölgenin bir kısmı 1993 yılında temelleri atılan Milas Havalimanı için yine DSİ tarafından kurutuldu. Şimdi de bölgeyi sulamak için baraj kırmak isteyen aynı kurum ÇED dosyası içinde barajın yanı sıra barajın yapımında kullanılacak malzemelerin çıkarılacağı 2 kaya ocağı, 2 kil ocağı, 1 kum-çakıl ocağı da açmak istiyor. Kil ocaklarından birisinin alanı 6 hektar, diğeri 19,15 hektarken, kum-çakıl ocağı 5,13 hektar, birinci kaya ocağı 15 hektar, ikincisi ise 47,76 hektarlık alanı kapsayacak. Gökçeler Barajı altında kalacak alan tarım, orman ve Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi iken, ocakların kurulacağı bölgede yine tarım ve orman alanının yanı sıra kırsal yerleşim bölgesi ve ocakların 25-30 metre yakınlarında konutlar bulunuyor.
ACELE KAMULAŞTIRMA
Yine ÇED dosyasına göre, proje kapsamında tarım alanlarının elden çıkarılmasına bağlı olarak yöre halkının gelir kaynaklarından olan tarım arazilerinin daralacağı belirtilirken, bunun karşılanarak kamulaştırma yapılacağı iddia ediliyor. Yine dosyada, kamulaştırma sırasında yurttaşların kendilerine verilen miktarı kabul etmemeleri durumunda ise acele kamulaştırma kararı alınacağı vurgulanıyor.
POLAT: GEÇMİŞTE KURUTULDU
Muğla Çevre ve Kültür Platformu (MUÇEP) Milas Meclisi üyesi Mehmet Polat ile baraj projesinin bölgeye vereceği etkileri ve projeye karşı ne yapacaklarını konuştuk. Projenin, baraj, 5 tane ocak, beton santrali ve ocaklardan çıkan toprağın depolanacağı alanlarla birlikte çok büyük olduğunu söyleyen Polat, bu barajın ihtiyaç olmayan gereksiz bir yatırım olduğunu söyledi. Barajın sulama alanı olarak gösterilen bölgede zaten yeraltı sularıyla sulu tarım yapıldığını kaydeden Polat, “Geçmişte bu bölgedeki sulak alanları kurutmak için DSİ tarafından bir çalışma yürütüldü ve bir kısmı kurutularak havaalanı yapıldı. Bunun sonucunda havalimanının etrafındaki bazı alanlarda kurudu. Oysa orası sulak alan olarak kalmalıydı. Bunlar sulu tarım yapılan yeri barajdan su taşıyarak sulama peşindeler. Esas amaçları o mu bilemiyoruz” dedi.
“BARAJIN DOLMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Onlarca yıl kurutmak için uğraşılan yerin şimdi sulanmak istenmesinin ironi olduğunu belirten Polat, öte yandan bu barajın su tutmasının da zor olduğunu dile getirdi. Barajın regülatörlerle su taşıyarak kurulacağını anımsatan Polat, “Bu da ayrı bir sorun. Zaten bu iki deredeki su miktarı da eskisi gibi değil. Kocaçay denilen yerde yazları su akışı olmayan bir yer. Buradan baraja su aktarılması çok mantıklı değil. Akbelen Ormanlarının kesilmesi sonucu zaten yeraltında da su kaybı oldu. Ayrıca suyu taşımakta çok masraflı bir şey. Barajın yapılacağı yer ile suyun taşınacağı derelerin aktığı yön farklı. Bu ayrıca bir enerji tüketimi olacaktır. Bilimsel olarak o barajın doldurulması da mümkün değildir” diye belirtti.
TAŞ OCAKLARININ TAHRİBATI
Barajda kullanılacak malzemeler için açılmak istenen ocaklara da değinen Polat, bunların ormanlık ve zeytinlik alanlarda kurulacağını aktardı. Bu projenin de iktidarın “Biz yaptık oldu” anlayışıyla yapılmaya çalışıldığını ifade eden Polat, şöyle devam etti: “Bu taş ocakları farklı bölgelerde gösterilmiş. Gökçeler Köyüne belki de 3-4 kilometre uzaklıktaki bir alanda bu yapmak istiyorlar. Buralarla ilgili ayrı bir ÇED süreci oluşturulmadan, aynı dosyanın içinde geçirmeye çalışıyorlar. Bu tür taş ocakları için en az 3 kilometre etki alanı bırakılması gerekiyor. Çünkü zeytin ağaçlarını etkileyen bir toz ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda iklim krizi ile karşı karşıya olduğumuz dikkate alınmadan ormanlar yok ediliyor. Bu da hem yeraltı sularını azaltıyor hem de iklimsel değişime sebep oluyor. Karbon tutma opsiyonunu ortadan kaldırmış oluyoruz. Tüm bunları düşününce barajın yine santrallere su sağlama projesi olarak yapmak istedikleri gibi bir öngörüm var.”
DAVA AÇILACAK
MUÇEP Milas Meclisi olarak yörede yaşayan köylüler ile birlikte projeye karşı dava açmaya hazırlandıklarını sözlerine ekleyen Polat, “Özellikle bu alandan etkilenecek insanların kandırıldığını düşünüyorum. ‘Su gelecek, sulu tarım yapacağız’ gibi bir yanlışın içine giriyorlar. Oysa ki sulu tarım zaten yapılıyor. Barajın zararı yok diye bakanları da uyarıyorum. Çünkü biz doğaya ne kadar müdahale edersek o kadar kaybediyoruz. Dolayısıyla Çamköy bölgesinde yar altı sularının bile eksildiği bir bölgede baraj yapmak çok akıllıca değil. İnsanların bilimsel veriler neyse onları öğrenerek bu tür girişimler karşı duyarlı olması gerekiyor” diye konuştu.
Yorum Yazın