Tokat'tan eleştirilere sert cevap

AiKP Milas Belediye Başkan Adayı Barış Saylak’ın gittiği her yerde ‘Milas Belediyesi borç batağında, iyi yönetilmiyor’ diyerek halka şikâyet ettiğini söyleyen Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat; “Bütün gelirleri elinden alınırken hizmet alanı 10 kat artmış bir belediyenin tüm imkânsızlıklara rağmen em fazla yatırımı kırsala yaptığını görmemek, en hafifinden vicdansızlıktır. Belediyeyi iyi yönetemediğimizden söz edenlere soruyorum; siz Türkiye’yi çok mu iyi yönetiyorsunuz? 17 yılda ülkeyi getirdiğiniz hale bir bakın!” dedi. Milas Belediye Başkanı ve Millet İttifakı’nın Milas Belediye Başkan Adayı Muhammet Tokat, seçimlere 17 gün kala çalışmaları daha da hızlandırdı. Gündüz ve akşam bölümlerinde ilçeye bağlı mahallelerdeki vatandaşa ulaşarak, 10 yılda yaptıklarını/yapamadıklarını anlatan Başkan Tokat, gittiği her yerde İYİ Parti ile kurulan ittifaka da övgüler yağdırıyor. Seçim çalışmaları kapsamında önceki gün ilçemize bağlı Yoğunoluk, Dere ve Çakıralan mahallelerinde vatandaşla bir araya gelinen çalışmaya; CHP Milas İlçe Başkanı İlgin Göktepe, bazı ilçe yönetim kurulu üyeleri, İlçe Kadın Kolları Başkanı Berrin Naz, İlçe Gençlik Kolları Başkanı Göksel Billur, İYİ parti Muğla Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Kasım Özkan ve bazı İYİ Parti ilçe yöneticilerinin yanı sıra, Millet İttifakı’ndan belediye meclisi üyeliğine aday olan isimler katıldı.

Başkan Muhammet Tokat’tan önce Millet İttifakı’nın kuruluş gerekçelerini bu kez, meclis üyesi adayı Av. Gürsel İnce anlattı. Cumhur İttifakı ortaklarını ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert bir dille eleştiren Av. Gürsel İnce, Millet İttifakı’na ‘Zillet’ ve ‘Terörist’ benzetmelerinin yakışıksız, iftira ve toplumu ayrıştıran bir yaklaşım olduğuna vurgu yaparak iktidar kanadına şöyle seslendi: “Parlamenter sistemin yavaş olduğunu, hızlı kararlar alınmasına engel olduğunu ileri sürerek, başkanlık sistemi diye tutturanlar, o günlerde yeni sistemle uçacak, bölgesel güç haline gelecek demişlerdi. Vatandaşı bunlarla kandırdılar. Ne yazık ki ülke şaha falan kalkmadı. Şaha kalkan; domates, biber, patates, patlıcan fiyatları, döviz ve altın oldu. Özellikle dövizdeki yükseliş, iğneden ipliğe her şeye yansıdı. Tarımda, sanayide, sağlıkta, turizmde, ulaşımda, eğitimde, kısaca her alanda maliyet fiyatları bir anda fırladı. Çiftçinin, esnafın, iş dünyasının üretme iştahı kaçtı. Her seçim öncesinde toplumu kutuplaştıran, insanları ayrıştıran söylemleri propaganda malzemesi yapan Sayın Cumhurbaşkanı, bu seçimlerde de CHP ve İYİ Parti’nin kurduğu Millet İttifakı’na ‘Zillet’, ‘İllet’ yakıştırması yaparak, HDP ile birlikte yürüdüğü iftirasıyla bu ittifaka oy verenleri de terörist ilan etti. Bu söylemlere ne yazık ki MHP de katıldı. Biz de gittiğimiz her yerde iktidar kanadına ve Cumhur ittifakı ortağına soruyoruz; dağdan teröristleri davulla-zurna ile indirip, Habur’da çadırdan mahkemeleri kurup biz mi serbest bıraktık? Oslo’da PKK’lılarla biz mi masaya oturduk? Diyarbakır’da Şivan Perver ile Kürtçe türküleri biz mi söyledik? Barzani’yi AKP kongresine getirip, ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye sloganı biz mi attırdık? Yıllarca ‘Hoca Efendi Hazretleri’ diyerek yere-göğe sığdıramadıkları, devletin bütün kurumlarına yerleşmelerine göz yumdukları ama bugün terörist başı ilan ettikleri Fethullah Gülen’e, Türkçe Olimpiyatları’nda ‘yetti artık bu hasret dön artık’ diye biz mi yalvardık? Bu ülkede 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu. Öğretmen, hâkim, savcı, polis, asker, memur, çaycı-çorbacı kim varsa içeriye attılar ama bu işin siyasi ayağına hiç dokunmadılar. Biz de 24 Haziran seçimlerinin ardından milletvekillerimiz aracılığıyla mecliste bir araştırma komisyonu kurulsun ve FETÖ’nün siyasi ayağında kimler varsa ortaya çıkarılsın dedik. CHP ve İYİ Parti ‘evet’ derken, AKP-MHP ve HDP ‘hayır’ dedi. Yargıtay kararı olmasına rağmen okullarımızda Andımızın yeniden okunmasını meclis gündemine taşıdık, yine AKP-MHP ve HDP’nin oylarıyla red edildi. Şimdi ben de sizlere soruyorum; kim PKK’lı, kim vatansever? Kim terör örgütleriyle işbirliği içinde, kim onların karşısında? Baktılar ki bu iftira pek bir işe yaramayacak, şimdi özellikle Muğla’da yeni bir algı operasyonun peşine düştüler. Muğla’da ve Milas’ta Millet İttifakı’nın adayları seçimleri kazanmasın diye oyları bölmek ve kendileri aradan sıyrılma düşüncesi ile başka adayların çıkmasını sağladılar. Hızlı bir şekilde de halkın kafasını karıştıran söylem ve eylemi hayata geçirdiler ancak unuttukları, Türk seçmeninin, özellikle de Muğla halkının işin içinde nelerin döndüğünü çok iyi bildiğini unutuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, istedikleri kadar algı operasyonu yapsınlar artık deniz bitti, kara göründü.”

“Siz Türkiye’yi çok mu iyi yönetiyorsunuz?”

Millet İttifakı Milas Belediye Meclis Üyesi Adayı Av. Gürsel İnce’nin ardından, Milas Belediye Başkanı ve Millet İttifakı Başkan Adayı Muhammet Tokat ise, mahalle sakinlerine 10 yıllık iki ayrı başkanlık döneminde ilçe merkezi ve bağlı mahallelere yapılan ve yapılamayanları anlattı. AKP Başkan Adayı Saylak’ın ‘belediye iyi yönetilemiyor’ söylemine, 17 yıllık iktidarın ülkeyi ne hale getirdiğine örnekler vererek yanıt veren Başkan Tokat; “Dünyanın 144 ülkesinden tarım ürünleri ithal eden başka bir dünya ülkesi var mı? Kendi çiftçisine destek vermek yerine başka ülkelerin çiftçilerinin kalkınmasını isteyen başka bir ülke gösterebilir misiniz? Dünyada, kendi çiftçisini ‘döven’ başka bir dünya ülkesi var mı? Bizi yaklaşık 300 zeytinlik arazisini satmakla suçlarken, vicdanınızı da bir kenara bıraktınız sanırım. Bizim sattıklarımızın tamamı sizin sattığınız bir fabrikanın parası bile etmez. Siz ne varsa satıp-savdınız, yerine de hiçbir şey koymadınız. Maşallah damat-kayınpeder el ele vermiş, kafalarına göre, hiç kimseye hesap vermeden, kanunla denetleme görevi olan kurumlara bile hesap vermeden bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Varlık Fonu adı altında bir fon kurdunuz, ülkenin tüm gelirlerini buraya aktarıp, canınızın istediği gibi kullanıyorsunuz. Asgari ücretin bile altında çalışan binlerce insan evine ekmek götürmenin hesabını yaparken, siz devletin tüm imkânlarını makamlarınızı ve koltuklarınızı korumak için kullanıyorsunuz. Böyle bir iktidarın adayı olarak sen beni, irili-ufaklı 300 adet zeytinliği satmakla suçluyorsun ama aynı dönemde Milli Emlak Müdürlüğü kanalıyla satılan 3080 adet satışın hesabını sorabiliyor musun? Yüreğin yetiyorsa bunun da hesabını sor! 2014 yılı itibariyle ilçe belediyesi olarak en önemli gelirlerimizi yasa ile büyükşehire aktaracak, elimizi-kolumuzu bağlayacaksın, öte yandan gelirlerimiz azalırken hizmet alanımızı 10 kat arttıracaksın sonra da vatandaşın karşısına geçip ‘bunlar beceriksiz, belediyeyi iyi yönetemiyorlar’ diyeceksin. Bu söylediklerine kargalar bile güler… Kırsal mahallelerin vergi muafiyetleri 2023’e kadar uzatıldı. Olmaz ya, diyelim ki başkan seçildin ne yapacaksın? Merkez Bankası gibi banka kurup para mı basacaksın? Sanki devletin tüm imkânlarını Milas’a aktaracakmış gibi bir hava yaratarak, oy toplamaya çalışıyorsun ama unutma bu halk senin sandığından daha zeki, daha akıllı… 31 Mart’a kadar Milas’a her gün bir bakan gelse ne yazar? Gelen bakanlar milletin hangi derdine çara bulacak? Mademki Milas’ı bu kadar düşünüyor, bu kadar seviyorlardı da 17 yıldır neden yapmamışlar? Akılları şimdi mi başlarına geldi?” diyerek iktidarı ve adayını eleştirdi.

“Biz reklam ya da şov adamı değil, hizmet adamıyız”

“Milas halkı bana iki dönem belediye başkanı olma onurunu ve gururunu yaşattı. İyi günlerimiz de oldu, bu dönemde birçok olumsuz şeyleri yaşadım ancak hiçbir zaman halka sırtımı dönmedim. Elimden geldiğince tüm isteklere, taleplere bütçe olanakları doğrultusunda cevap verdim. Sadece ben değil tüm çalışma arkadaşlarım da aynı düşünce ile hareket ettiler. Maaşlarını alamadıkları dönemde bile sizlere hizmet etme düşüncesinden ayrılmadılar. Bir kez daha söylüyorum. Tüm arkadaşlarımı alınlarından öpüyorum. Hepsinin eline, emeğine, yüreğine sağlık… Seçim dönemlerinde veya sonraki dönemlerde buralara defalarca geldim, hiç birinde sizlere vaatlerde bulunmadım. Şimdi de bulunmuyorum. Çünkü biz öyle reklam veya şov peşinde değiliz. Biz hizmet adamı olarak vatandaşımızın karşısındayız. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de yine sizlerle ele ele verecek, sizlerin talep ettiği hizmetleri aciliyet sırasına göre yerine getirmeye çalışacağız” diyen Başkan Muhammet Tokat, özellikle 2014 sonrası bir yandan Muğla merkez ve ilçelerinde kurumsallaşmayı sağlamak için çalışan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün, bu dönemde en fazla yatırımı da Milas’a aktardığını söyledi. Başkan Tokat; “Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yaptıkları bir yana, geçen yıl birinci etabı tamamlanan ve hizmete giren katı atık deposu, bu kentin çok önemli bir sorununu ortadan kaldırdı. İkinci etap tamamlandığında ise Milas, kendi enerjisini çöpten karşılayacak. Böyle bir proje, hem Milas’ın hem de Türkiye’nin gurur duyacağı bir proje olacak” dedi.